ABDULHAY - 1624
Sonusalı Sinanettin Efendinin torunu Mehmet Çelebi'nin oğludur.
Medreseden yetişmiş, müderrisliklerde bulunmuştur. 1033 . 1624 de ölmüştür.
AHMEDÎ - 1625
Sonusalı Sinanettin Yusuf ailesindendir. Dedesi Kara Hüseyin, babası Kethüda Mustafa'dır.
İlkin kırk akça ile Etfal zade Medresesine, 993 - 1585 de eski İbrahim Paşa, 995 - 1587 Zal Paşa, 997 - 1589 da Gövherhan Sultan, 1001 - 1593 de Saha, 1003 de Şehzade, 1003 - 1594/95 de Edirne Selimiyesi Medreselerine tayin olmuştur. 1005 - 1596/97 de Medine Kadısı olmuş, 1008 - 1599/1600 da azil edilmiştir. Bundan sonra Mısır'da yerleşmiş, Kahire'de ilmi yaymakla vakit geçirmiştir.
1030 : 1621 de ölmüştür. (Sicilli Osmani) de 1035:1625/26 da da öldüğü yazılıdır.
AKBİLEK YAHŞİ (*) HALİFE -1524
(*) Amasya Tarihi'nde (Bahşi) diye kayıtlıdır.
Taşova'nın Sonusa Köyündendir. İlk bilgisini memleketinde edinmiş, sonra Arap İline gitmiş (İmam Süyutî) ve Şeyhulislam (Zekeriya el-Ansari) ve (Şemsettin Mehmet) gibi alimlerden yeni bilgiler öğrenmiş memleketine dönerek hocalık yapmıştır.
Tokatlı İbnikemal tefsir ve hadisi, Yahşi Halife'den okumuştur.
Kırk yıl hocalıktan sonra 930 - 1524 de ölmüştür.
Başlıca Eserleri:
1 - Mîrac ül Ûlâ fî Tefsîri Suretül İsrâ.
2- Tenbihülgabi fi Rüüyetin-Nebi.
Bu kitap, oğlu Şeyh Yakup tarafından tezyil edilmiştir.
DEDE CÖNGİ - (Bahşi Zade) - 1568/69
Taşova'nın Sonusa Köyündendir. Asıl adi, İbrahim Kemaleddin'dir. Kara Dede diye de tanınır.
İlk işi dabbağlık (dericilik) iken kendi kendine okumuş, istidat ve kabiliyeti sayesinde 30 akça ile Tire'de Kara Kadı Medresesinde, 40 akça ile Merzifon Sultaniyesinde müderrislik etmiş; 950 - 1543 yılında Diyarbakır Hüsrevpaşa Medresesi'nde, 952 - 1545 de Halep'te çalışmış, 957 - 1550 de terfi etmiş, 965 - 1558'de Kefe'ye gitmiştir. Yedi yıl süren Kefe Müftülüğü'nden azledildikten sonra Bursa'da oturmuş, 975 : 1568/69 da ölmüştür. Setbaşı'nda Hoca Mehmet Karamanî (bazı sitelerde Konamanî diye geçer) Mescidi yanında gömülüdür.
Tefsir ve Hadiste eşsiz bir alim, Tekke işlerinde hoşsohbet bir Şeyh idi.
Eserleri:
1- Tabakatün nühat
2- Tefsiri Kadı
3- Sadruşşeria
4- Mevakıf
5- Hayalî
6- Haşiyeleriyle Talebe arasında Dede Cöngi adıyla anılan Sarf, Nahiv, lûgat ve saireden bahseden "İzzî, şerhi Sadeddin" Haşiyesi.
7- Lüccetül fevaid adında bir mecmua (dergi)
8- Menakibi evliya
9- Mesarifi beytülmal
10- Siyasetname.
Bu eserlerinden "Dede Cöngî" basılmıştır.
"Siyasetname"si de Meşrep zade torunu Şeyhülislam Arif Efendi tarafından Türkçe'ye çevrilmiş ve basılmıştır.
Fıkıhtan vehbaniye tarzında bir de manzumesi vardır.
"Mesarıfi beytülmal" adlı eserini Kanuni Süleyman'ın büyük Şehzadesi Mustafa, Amasya'da iken onun namına yazmış ve şehzadenin masrafına dokunduğu halde iltifat ve mükafatla karşılanmıştır.
HÜSEYİN (KARA) - 1584
Sonusalı Sinanettin Yusuf'un oğludur.
Babasından yetişmiş, müderris olmuştur. 955 : 1548 de 40 akça ile Kalenderhane müderrisi olmuş, maaşı 10 akça daha artırılmış fakat 958:1551 de azledilmiştir. 964 : 1557 de Üçşerefeli, 969:1561/62 de Sahn Medreselerine müderris olmuştur. 973:1565/66 de Diyarbakır Mollası tayin edilmiş, 10 sene bu vazifede kaldıktan sonra 983:1575/76 da azledilmiştir. İlkin 80, sonra 120 akça tekaüdiye (emekli maaşı) verilmiştir.
992 : 1584 de ölmüştür.
MAHMUT PAŞA - 1616
Sonusalı Sinanettin Yusuf'un torunu, Kara Hüseyin'in oğludur.
İlkin medreseden yetişmiş. Kadılık yapmış fakat sonraları mesleğini değiştirerek askeri sınıfa geçmiştir.
Muhtelif hizmetlerde bulunduktan sonra Halep Beylerbeyisi olmuş, 1023 de bir rivayete göre 1025-1616 da bir isyan sırasında ahali tarafından öldürülmüştür.
MAHMUT - 1630
Sonusalı Sinanettin Yusuf ailesindendir. Kara Hüseyin'in torunudur. Kethüda Mustafa'nın oğludur. 995 - 1587 de doğmuştur.
Şeyhülislam Mustafa Efendi'den yetişmiştir. 1022-1613 de Haydarpaşa, 1025-1616 da Yeni Ali Paşa, 1027-1618 de Mehmetağa, 1028-1619 da Mustafa ağa, 1030-1620/21 de Niksarizade Çelebi yerine Sahn, 1032-1623 de Kalenderhane, yine aynı sene sonlarında Eyyüp Medreselerinde çalışmış, 1033-1623/24 te Filibe, 1036-1625/26 da Yenişehir, 1038-1628/29 da Selanik Mollalıklarında bulunmuş, 1039 Ramazanında (1630 Nisan) ölmüştür.
Büyük dedesi Sinan Efendi'nin bir çok müsveddelerini beyaza çekmiş, Hidayeye Miftah Şerhlerini tamamlamıştır.
MEHMET ÇELEBİ - 1581
Sonusalı Sinanettin Yusuf'un oğludur. Medreseden yetişmiştir. Zamanının büyüklerinden ders görmüş, icazet almıştır.
971-1563/64 te 40 akça ile Davut Paşa Müderrisi olmuş, 975-1567/68 de azledilmiştir. 976-1568/69 da Hankah, 978-1570/71 de Haseki, 980-1572/73 de Sahn, 982-1574/75 de ortanca birader Ali Efendi yerine Şehzade, 983-1575/76 da Süleymaniye medreselerinde çalışmış, 980-1581 de ölmüştür. Babasının yanında gömülüdür.
Abdulhay adında bir oğlu vardır.
Eserleri:
1- Şerhi Miftah'a haşiye.
2- Şerhi Hidaye'ye talikat.
3- Şerhi Feraiz'e mütalaalar.
4- Menakibi Ülema, Türlçe'dir.
MUSTAFA (KETHÜDA) - 1613
Sonusalı Sinanettin Yusuf'un torunu, Kara Hüseyin'in oğludur. 953 - 1546 da doğmuştur. Sokullu Kethüdası Hüsrev Ağa'ya intisap ettiğinden (Kethüda Mustafası) demişlerdir.
Müderrislik ve mollalıklarda bulunmuştur. İki defa Şam Mollası, sonra Medine Mollası olmuş, 1010-1601 de azledilmiş, Anadolu Payesi verilmiş, 1011-1602 de Anadolu Kazaskeri olmuş, 1012-1603 de yine azledilmiş, 1017-1608 de yine Sadrı Anadolu olmuş fakat o sene içerisinde tekrar azledilmiş, 1019-1610 da Sadrı Rumeli olmuş, 1020-1611 de yine azledilmiş, 1021-1612 de Rumeli Kazaskeri olmuş, 1022-1613 de malulen azledilmiş ve 1022 rebiulahirinde (1613 Haziran) ölmüştür.
Ahmedî ve Mahmut adında iki oğlu vardır.
MUSTAFA AĞA
Taşovalıdır. Lale Devrinin meşhur Lale yetiştiricilerindendir. Bir soğanı bin altına satılan (Mahbubu Zaman) Lalesini Mustafa ağa yetiştirmiştir. Mahbubu Zaman, mor fitilli, gül bembeyaz bir lale idi.
O zamanlar Mustafa Ağa, Nevşehirli İbrahim Paşa'nın Çuhadarı idi.
SİNANETTİN YUSUF - 1578
Erbaa'nın Bidevi köyündendir. (*)
(*) Bidevi, o zamanlar Sonusa'ya bağlı, Sonusa da Amasya'ya bağlı olduğundan Sinanettin Yusuf Efendi bazı kitaplarda Sonusalı, bazılarında da Amasyalı olarak yazılıdır.
Babası Şeyh Hüsamettin, dedesi İlyas'tır.
Zenbilli Ali Cemali ve Hoca Hayrettin Efendi'den yetişmiştir.
Müderris çıktıktan sonra 946-1539 da Halep Mollası olmuş, Bağdat Valisi Üveys Paşayı teftişe gönderilmiş, orada Bağdat Kadısı Niksarlı Mustafa Efendi ile birlikte çalışmıştır. Teftiş neticesi Paşayı azlettirmiştir. Halep'e geldiğinde paşayı yine vali bulmuş, fakat 949 - 1542 de tekrar azlettirmiştir. Halep'ten sonra Şam memuriyetine tayin olunmuş, sırasıyla Bursa, Edirne, İstanbul Kadılıklarında çalışmıştır. Anadolu Kazaskeri iken 958-1551 de azledilmiş, Rüstem Paşa'nın isteğiyle Fatih Camisinde işleri teftiş edilen Hoca Efendi beraet etmiştir. Beraet etmesine rağmen bir müddet iş kabul etmemiş, bu arada hacca gitmiştir.
969-1561 de Niksarlı Muslihittin Mustafa'nın yerine Darulhadis, Süleymaniye müderrisi olmuş, 983-1575 te istifa etmiş fakat son vazifesinin maaşı ihsan verildiği gibi 500 Flori de hediye edilmiştir.
986 Sefer'inde -Sefer ayında- (1578 Nisan) fatih'te Cuma Namazını kılarken sarası tutmuş ve felç gelmiş, üç gün sonra Sefer'in 12 sinde (Nisan'ın 20 sinde) ölmüştür. Namazını Şeyhülislam Kadizade Şemsettin Ahmet kıldırmıştır.
Kaynatası Sarı Gürzün mescidine gömüldü, yaşı 93'ü geçmişti.
Sinanettin Yusuf Efendi çok temiz, doğruyu sever, haktan ayrılmaz, vazifesini dürüst olarak gören âlim ve kâmil hoca idi. Alim olduğu kadar hattat ve şair idi.
Hâris değildi. Ebussuud Efendi öldüğü vakit Şeyhülislamlığı teklif ettikleri halde kabul etmemişti. Kendisinden yetişenler Kazasker oldukları vakit gelir hocanın elini öperlerdi.
Anadoluhisarında iki mescid, köyünde bir mescid yaptırmıştır.
Kara Hüseyin, Mehmet Çelebi adlarında iki oğlu vardır. İkisi de alim kimselerdir. Sıralarında kendilerinden bahsedilmiştir.
Eserleri:
Tefsiri Kadiye haşiyesi, Mevakıf, Miftah, Telvih ve daha bazı kitaplara talikleri, Hidaye Şerhi, Feraiz Şerhine mütalaaları vardır.
Şu beyit Onundur:
Bir kalem su ile selsali suturin seyret
Eyledi kaidei abı hayatı icra
ŞEYHÎ (MEHMET ÇELEBİ) - 1564
Sonusalı Sinanettin Yusuf'un torunu, Kara Hüseyin'in oğludur. Asıl adı Mehmet Çelebi'dir. Şeyhî adını şiirlerinde kullanmıştır.
Babasından ve Ebussuut Efendi'den yetişmiştir.
Babası sağ iken 971 - 1564 te ölmüştür.
Şu beyit Onundur:
Yakasından geçirüp koşdığıyçün simü tenin
Ruzu mahşerde giribanın alam pirühenin
SON
|