Taşabâd/Taşova ve Yöresi Tanıtım Sitesi
  Tarihi Eserlerimiz
 

TAŞOVA VE ÇEVRESİNDE TARİHİ ESERLER

KURŞUNLU CAMİİ

Taşova Uluköy'deki en önemli ve büyük cami Kapu Ağası Hüseyin Ağa camiidir. Kurşunlu camii de denilen bu eser 1942 depreminde tamamen yıkılmış ve ortadan kalkmıştır. Bu camiden şimdi resimde de görüldüğü gibi sadece avlu kısmına ait iki tarafta bazı duvar kalıntıları ve camiye ait parçalanmış sütunlar bulunmaktadır. Minarenin de kürsü kısmının yerden bir metre kadar yükselen bir parçası hala durmaktadır.
Kasabadaki yaşlı insanların anlattıklarına göre camiinin enine uzanan bir yapı olduğu ve üstünü altı kubbenin örttüğü ortaya çıkmaktadır. 1942 depremine kadar ayakta olan bu camii depremde yıkılmış, çevresinde oyun oynayan çocuklardan bazıları altında kalarak hayatlarını kaybetmişlerdir. Duvar kalıntılarından anlaşıldığına göre, caminin kaba taşlar ile aralarına atılmış tuğla hatıllardan yapıldığı tahmin edilmektedir.
Hüseyin Ağanın yaptırmış olduğu bu caminin kitabesi belediye tarafından muhafaza altına alınmıştır. Bu kitabede caminin H.892-M.1487'de Hüseyin Ağa tarafından yaptırıldığı bildirilmektedir.

 

SİNAN PAŞA HAMAMI

Taşova-Uluköy'deki en önemli eserlerden birisi de tarihi Sinan Paşa hamamıdır. Bu tarihi hamam Afyon Sincanlı'daki imaretin kurucusu Sinan Paşa tarafından Sivas Valiliği yaptığı zamanlarda yaptırdığı muhtemel görülmektedir. Çünkü Sinan Paşanın Arapça vakfiyesinin tercümesinde Uluköy'de bir hamamı bulunduğu açıkça ifade edilmektedir. 1942 depreminde büyük ölçüde zarar görmüş olsa da sanat bakımından çok değerli ve güzel bir hamamdır. 1942 depreminde soyunma yeri, yani camekânın üstü tamamen yıkılmıştır. Hamamın dış cepheleri poligonal kara taştan ve tuğla hatıllar yardımıyla yapılmıştır. Soyunma yerinin evvelce tromplu ve sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülü olduğu, kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kubbesi, ufak bir tromp kalıntısı ve dış kasnak istisna edilecek olursa tamamen çökmüş olan soyunma yerinin çok itinalı bir şekilde yapılmış olduğu görülmektedir. Hamamın oldukça ilgi çekici bir kapı kompozisyonu vardır. Soyunma yerinin kapısı eksen üzerinde değil, yan cephe­dedir. Soyunma yerine, dışarıdan geçişi sağlayan kapının alınlığında tuğladan yapılmış meander motifi biçiminde bir süsleme görülmektedir. Bunun üstünde bir kitabe boşluğu varsa da içinde kitabe bulunmamaktadır. Güzel tezyin edilmiş ortadaki şadırvan ve göbeğinin işlenmiş taşları henüz durmaktadır. Soğukluk kıs­mında büyük bir mihrap şeklinde stalâktitli bir niş bulunmaktadır. Halvet (sı­caklık) kısmı ise dört eyvanlı ve köşeleri odalı tiptedir. Fakat bu odaların göbek taşı tarafındaki köşeleri genellikle usulden olduğu gibi pahlı yapılmamıştır. Ve sivridir. Depremde kısmen yıkılarak büyük ölçüde zarar gören bu tarihi hamam, yakın zamana kadar şahıslarca işletilerek halkın hizmetinde kullanılmıştır. Daha sonraki yıllarda belediye tarafından vakıflara devredilmiş olup, vakıflar müdürlüğünce önceki özellikleri göz önünde bulundurularak aslına uygun şekilde 1997yılında restore edilmiştir.

 

TARİHİ HAMAMI VAKFEDEN SİNAN PAŞA KİMDİR?

Uluköy'deki tarihi Sinan Paşa hamamını vakfeden, daha sonraki yıllarda da kasabamızın bir mahallesine ve bir camisine ismi verilen Sinan Paşa kimdir? İşte adeta kasabamızın adıyla birlikte anılan yediden yetmişe her Uluköy'lünün ismine aşina olduğu Sinan Paşa'nın hayatı hakkında ulaşabildiklerimiz.

Vali Sinan Paşaya bazen Gazi, bazen Lala lakapları verilmektedir. Sinan Paşanın tarih içindeki hüviyeti 16. yüzyılın pek çok sayıdaki Sinan Paşa'sı arasında diğerlerine karışmaktadır. Edip Ali Baki vakfiyede okunan "celâlü'd- devletü ve'd-din" ibaresini devlet ve dinin ulusu olarak değil, bir ön ad olarak kabul ile Celâleddin Sinan Paşa şeklinde yazmayı teklif etmiştir ki, bu teklif başkaları tarafından da aynen benimsenmiştir. Yine aynı yazar, H. 1047 (=1637/1638) tarihli, seriye sicilindeki bir fermanda ona Lala Sinan Paşa denildiğine de işaret eder.

Hâlbuki Evliya Çelebi, yukarıda da işaret edildiği gibi Sinan Paşaya Gazi lâkabını vermiştir. Her nedense bazılarınca Sinan Paşanın, Akkoyunlu ailesinden Uzun Hasan'ın oğlu Mehmet Bey'in oğlu olduğu yolunda bir iddia ortaya atılmıştır. Fakat bu iddiayı doğrulayacak sağlam hiçbir dayanak yoktur.

Edip Ali Baki'nin tekrarladığı bir halk rivayetine göre ise Sinan Paşa, Çathöyük'ten bir çoban olarak hayata atılmış ve-Yavuz Sultan Selim (1512–152) in gözüne girerek, vezir yapılmıştır.

Sincanlıdaki imareti kurduran ve Sonusa (Uluköy) daki hamamı yaptıran Sinan Paşa Osmanlı tarihinde pek nam bırakmamıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın ilk yıllarında, kaptanıderya olan bir Lala Sinan Paşa Rum eyaletine beylerbeyi tayin edilmiştir. Genellikle Sivas eyaleti, Rum eyaleti olarak adlandırıldığına göre bunun bizim Sinan Paşa olması muhtemeldir.

Babasının adı Mehmet (vakfiyede kendisine "şehîd"de denilir) olduğuna göre, aslının devşirme değil fakat Türk olduğunu kabul edebileceğimiz Lala Sinan Paşa, bilhassa Sivas'ta evkafa sahip bulunduğuna göre burası ile ilgili olmuştur. Diğer taraftan vakfiyesi de Sincanlı'daki hayratın kurucusu Sinan Paşanın kasabamızda (Uluköy) bir hamamı olduğunu açıkça ifade etmektedir.

Kaynak: "60. Yılında Taşova" Taşova Belediyesi Kültür Hizmeti. Ankara 2004 Sayfa:49-50
 

anasayfa

 
 
  Toplam 66881 ziyaretçi (109815 klik) burdaydı! bu site Ahmet ÖZKAN tarafından yapılıp geliştirilmektedir.  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol