TAŞOVA VE ÇEVRESİNDE KULLANILAN KELİMELER
ABU |
Abla |
AFALLAMAK |
Öfkeyle, şaşkınlıkla ağzına geleni söylemek, bağırmak |
AĞARTU |
Yoğurt, süt, ayran gibi ürünlere verilen ad. |
AĞDIRMAK |
Ağır basmak, çökertmek |
AĞIL |
Hayvanların konulduğu etrafı çevrili geniş yer. |
AĞIZ EĞMEK |
Rica etmek, bir işi yaptırmak için boyun bükmek. |
AĞNANMAK |
Yerde yuvarlanmak, hayvanların yerde yatıp yuvarlanması |
AĞZINA BAKITMAK |
Sözünü dinletmek |
AHRAZ |
Sağır ve dilsiz. |
AK BAĞA |
Bembeyaz |
AŞLIK |
Çekilmiş, kırdırılmış buğday |
AVAYİT-AVİYET |
Düğüne getirilen herhangi bir hediye |
AVKURU |
Yan yan gitmek |
ALAF |
Alev |
ALAYI |
Hepsi, tümü |
ALAZLAMAK |
Bir şeyi ateşe tutup çekmek, hafifçe yakmak. |
ALEMEŞKERE |
Apaçık, ortada, alenen |
ALİMALLAH |
Yemin |
ALDIRAYAZ |
Kapısız, penceresiz, eşyasız |
AMEL |
İshal |
ANGUT |
Aptal, salak, enayi |
ANIZ |
Buğday, arpa biçildikten sonra toprakta kalan sap. |
ANNAK |
Karşıdan ön taraftan görülebilen yer |
ANNAKLAMAK |
Bakmak |
AVU |
Zehir |
AYAKYOLU |
Tuvalet |
AYITLAMAK |
Seçmek |
AZA |
Vücudun organları |
AZAK |
Domates |
APLAK |
Yuvarlak dolgun yüz |
BADİK |
Kaz veya ördek yavrusu |
BALAK |
Manda yavrusu |
BANDİK |
Şalvar |
BARAMA |
İpek böceği kozası |
BAŞAŞA |
Baş aşağı, tepetaklak |
BASINI BAĞLAMAK |
Nişanlamak, evlendirmek |
BAYAKTAN |
Az önce, demin, şimdi |
BAYATSIMAK |
Bayatlamak, bozulmaya yüz tutmak |
BEKİTMEK |
Güçlendirmek, desteklemek |
BELERMEK |
Yorgunluktan kötü görünmek, gözlerin morarması |
BEN EMSAL |
Ben akran, yaşıtım |
BEYTAMBAL |
Belalı kaba adam |
BEZENMEK |
Özenmek, özenti |
BILDIR |
Geçen yıl |
BIYIL |
Bu sene |
BİCİMCİK |
Pek az, azıcık |
Bİ DİKİM |
Bir lokma |
Bİ GAYDEKİ |
Bir tutum ki, bir davranış ki. |
BİŞİ |
Mayalanmış saç yağlısı |
BOSTAN |
Karpuz |
BOYNA |
Durmaksızın, devamlı |
BÖĞÜRMEK |
Acı acı ses çıkarmak |
BÖN |
Düşüncesiz, saf |
BÖRTMEK |
Susuzluktan ve sıcaktan bunalmak |
BÖRÜLCE |
Fasulye |
BUĞEZ |
Bu sefer, bu defa |
BUN GELMEK |
Sıkıntı basmak |
BURUK |
Acımtırak, acı, ekşi |
BUZAĞI |
İnek yavrusu |
BÜK |
Akarsu kenarlarındaki çalı ve diken topluluğu |
BÜRÜK |
Kadınların başörtüsü |
BÜSÜRGEÇ |
Saç, yufka, pişirirken kullanılan tahta |
BÜZÜK |
Kaba yer kıç |
CA |
Lavabo |
CALAZ |
Mısır, buğday, arpanın tarlada kalan sap kısmı |
CECİM |
Kilim |
ÇEMBER |
Yemeni başörtüsü |
CEREK |
İnce uzun ağaç |
CERGE |
Kuşların toplu halde uçması, kuş topluluğu |
CIBIR |
Geçim darlığı çeken yoksul, fakir |
CINGA |
Ateş parçası, kıvılcım |
CIŞDAK |
Hafiflik, düşüncesiz |
CİBERMEK |
Şımarmak |
CİBERÜK |
Şımarık |
CİCİK |
Meme |
CİMBEK |
Küçük bir kuş |
CİMBİ |
Küçük üzüm salkımı |
CİMCİK |
Çimdik |
CİN ÇALUĞU |
Pek zayıf çocuk, ufak defek |
CINGİT |
Çingene |
COMBA |
Manda yavrusu |
CÖHER |
Has toprak |
CULUK |
Hindi |
CÜCÜK |
Civciv |
ÇA |
Çocuk |
ÇAHLA |
Olmamış ham meyve |
ÇALKAMA |
Ayran, ayranın içine ekmek doğrayarak yemek. |
ÇALUNTU |
Sütün yoğurda dönüştürülmesi için bir kaba konulması işlemi |
ÇAPA CUL |
Pasaklı, serseri, dağınık |
ÇAPUT |
Eski bez parçası |
ÇATI |
Bacak arası |
ÇEBIŞ |
Bir yaşında keçi |
CEÇ |
Harmanda işlenmiş hazır hale getirilmiş buğday |
CEĞEL |
Çakıl, çakıl taşı yığını |
ÇELERMEK |
Kızarmak, gövermek |
ÇIĞIRMAK |
Çağırmak |
CIGSIMAK |
Nemlenmek, terlemek |
ÇIKI |
Bohça |
ÇIT |
Kapı köslü kilit |
Çİ |
Pişmemiş |
ÇİĞİT |
Çekirdek |
ÇİMMEK |
Yıkanmak |
ÇİPİL |
Bataklık yerlerde biten çalılık, dikenlik |
ÇİTİL |
Bela, yaramaz, kavgacı |
ÇİTİMEK |
Giyeceklerin yırtıklarını dikmek |
ÇOĞUNSUMAK |
Çok görmek, kıskanmak |
ÇOR |
Bol tuzlu |
ÇÖÇELENMEK |
Oyalanmak |
ÇÖMÇÜ |
Ağaçtan oyulmuş saplı tahıl tası, büyük kepçe |
ÇÖRDÜK |
Yabani armut |
ÇULFALIK |
Kilimlik |
DANSIMAK |
Yadırgamak, ayıplamak, kınamak |
DAKLASMAK |
Sataşmak |
DASTAR |
Sofra bezi |
DEG GELMEK |
Rast gelmek, rastlamak |
DEMİN |
Şimdi |
DEMREĞÜ |
Egzama hastalığına verilen ad |
DENE |
Buğday, zahire, tane |
DEYDA |
İşte orada, şurada |
DIĞIL |
Küçük kalitesiz sebze |
DIKILMAK |
İyice yaklaşmak sokulmak |
DIKIM |
Lokma |
DILLATMAK |
Savurup atmak |
DIRIK |
Zayıf, çelimsiz |
DISDIYLIK |
Yoksul, fakir, perişan |
DIZIKMAK |
Koşarak kaçmak |
DİBEK |
Havan |
DİK DOMBALAK |
Tepe takla dikilmek |
DİNELMEK |
Ayakta durmak |
DİNGE |
Zirve, yüksek |
DİNGİLDEK |
İğreti, pek uçta |
DİRGEN |
Çatal yaba |
DOLUNMAK |
Ağlayacak duruma gelmek |
DÖNDERME |
Tavada yapılan bir çeşit pide |
DÖNEMEÇ |
Viraj, köşe başı, yolun kıvrımlı yeri |
DULUNMAK |
Gözden kaybolmak, suya girip sonra geri çıkmak |
DUNNUK |
Kuytu ılıman yer |
DUSSUZ |
Arsız |
DUTAK |
Tutaç, elbezi, sıcak şeyleri tutmada kullanılan bez |
DÜVE |
Bir iki yaşındaki dişi sığır |
DÜVEN |
Ekini tanesinden ayırmakta kullanılan alet |
EBEMKUŞAĞI |
Gökkuşağı |
ECCÜK |
Azıcık, az, çok az |
EFİL EFİL |
Yelin esmesi, esinti |
EĞREK |
Hayvanların dinlendiği gölgelik bir alan |
EĞRELTİ |
Yıkılmak üzere olan, iğreti duran |
EĞSÜK |
Eksik |
EKE |
Büyük, yetişkin, yaşlı, olgun |
EKLEŞME |
Musallat olmak, takılmak, kavga aramak |
ELENMEK |
Alay etmek, dalga geçmek |
ELLEĞEM |
Her halde, zannederim |
ELTİ |
Erkek kardeşlerin kanları |
EME |
Babanın kız kardeşi, hala |
EMİŞEK |
Sütkardeş |
EMME |
Fakat ama |
EMZÜKLÜ |
Memede çocuğu olan kadın |
ENEK |
Misket, bilye |
ENÜK |
Enik, it yavrusu |
ERİŞTE |
Yerli makarna, hamur kurusu |
ESBAP |
Çamaşır |
ESTEK KÖSTEK |
Ivır, zıvır |
EĞSÜK ETEK |
Gariban kadın |
EVLEK |
Tarlanın bölümü |
EVERMEK |
Evlendirmek |
EŞGİ |
Ekşi |
EVMEK |
Acele etmek |
EVŞÜN |
Hamur teknesini kazımak için kullanılan demir kaşık |
EZME |
Bir tür marmelat |
FEĞEMSÜZ |
İştahsız, zayıf, çelimsiz |
FER |
Takat, derman |
FERAĞIMAK |
İyileşmek, rahatlamak |
FEYİLİ BOZUK |
Niyeti bozuk |
FEYLETMEK |
Tamah etmek, arzulamak, istemek |
FIŞGI |
Hayvan pisliği |
FİNE |
Küçük köpek |
FİŞFİŞLEMEK |
Aleyhinde kışkırtmak |
FİŞİRTİ |
Fısıltı, uğultu |
FOLTAK |
Gevşek, bol, geniş |
FONİGRAF |
Gramofon |
GABALA |
Kabala |
GADİNGE |
Yenge, ihtiyar kadın |
GAKMUK |
Hafif yumruk |
GALLE |
Bir tür fasulye yemeği |
GANIRTMAK |
Bükmek, eğmek, dayanarak aralamak |
GANMAK |
Doymak |
GARIK |
Tarlanın saban iziyle belirlenmiş bölümleri |
GAŞMER |
Rezil, maskara, güldürücü |
GAYDELÜ |
Fiyakalı, havalı |
GAYKILMAK |
Geriye, arkaya yaslanmak, iyice serilerek oturmak |
GAYIM |
Dayanıklı, sağlam, güçlü |
GAYMA |
Ahşap evlerin yapımında kullanılan düzgün kalın tahta |
GEBEŞ |
Kısa boylu, şişman göbekli |
GENDÜME |
Pişmemiş buğdayın dövülmüş hali |
GERİŞ |
Dağların ve tepelerin üst kısmı, sırt |
GESİ |
Çamaşır |
GEVEN |
Dağ ve tepelerde biten kirpiye benzeyen dikenli bitki |
GEVMEK |
Diş ile kesmek |
Gl |
Kadına hitap |
GICIR |
Yeni, iyi |
GIDIK |
Çene altı |
GIRAN GİRESİÇE |
Hastalığa, derde yakalan anlamında bir beddua |
GIRKLIK |
Keçi, koyun tüylerini kırkmaya yarayan büyük makas |
GIRMA |
Hayvan yemi olarak kullanılan kırılmış tahıl |
GIYMUK |
En küçük odun parçası |
GIYNAŞUK |
Yarı aralık |
GİLİK |
Küçük saç ekmeği |
GİREBİ |
Ucu eğik balta |
GOCANA |
Nine, büyük anne |
GOSDÜL |
Patates |
GÖBEL |
Küçük çocuk |
GÖDEK |
Hububat ölçmede kullanılan ölçü kabı |
GÖĞ |
Yeşile çalan, mavimsi |
GÖĞ |
Gökyüzü |
GÖĞERMEK |
Vurma ya da çarpma sonucu vücudun morarması |
GÖĞSULU |
Tatlı ve sulu armut |
GÖMBE |
Çörek, kül gömbesi |
GÖMGÖĞ |
Ham, Olgunlaşmamış |
GÖNÜM DÖNDÜ |
Midem bulandı |
GÖNÜMEK |
Meyvenin olgunlaşmış hali, olgunlaşmış |
GÖRESİMEK |
Özlemek |
GÖRÜ |
Düğün geleneği kadınların kız evine hediye ile gelerek toplanması |
GÖRÜMCE |
Kocanın kız kardeşi |
GÖYNEK |
Gömlek, iç çamaşırı |
GÖZER |
İri gözlü elek, kalbur |
GÜRPEDEK |
Birden bire, ansızın |
GÜNNÜKÇÜ |
Gündelikçi |
GÜYEVİ |
Damat |
GUBARMAK |
Kibirlenmek, şişmek |
GÜDÜL |
Fırında pişmiş mısır ekmeği |
HAKIRTI |
Sesli gülme, kahkaha |
HALBUR |
Kalbur |
HARK |
Ark |
HAMURSUZ |
Mayasız ekmek |
HARAL |
Kıldan ya da ketenden yapılmış büyük çuval |
HARLAMAK |
Hızlı yürümekten soluğu kabarmak |
HASUDA |
Nişastadan yapılmış yemek |
HAYAT |
Koyun., keçi barınağı |
HEDİK |
Suda pişmiş mısır, buğday |
HEĞ |
Küfe |
HEKEĞÜ |
Tarladaki su kanalı, ark |
HERİ |
Kişiye hitap, herif |
HISTA |
Hisse, pay |
HOLLUK |
Tavukların yumurtladıkları yer |
HÖDÜKLEMEK |
Korkmak, ürkmek |
HÖLLÜK |
İnce taneli toprak |
HÖSÜL |
Dağınık, düzensiz |
HÖVELEK |
Uzun boslu, havaleli, yüksek |
HÖYKÜRMEK |
Kızmak |
ILINCAK |
Salıncak |
IMIK |
Rüzgârsız kuytu yer |
IRBIK |
İbrik |
IŞGIN |
Filiz, ağacın yeni çıkmış dalları |
IŞILTI |
Parlaklık, aydınlık |
IŞMAR |
İşaret |
İDALLANMAK |
Faydalanmak, yararlanmak |
İDDİRSEĞİ |
Gözde çıkan arpacık |
İLEZİR |
Rezil |
İLİK |
Düğme |
İLİSTİR |
Süzgeçli kap |
İPTİDA |
İlkönce |
İRİ |
Kabuğu alınmış bütün buğday |
İRİN |
Cerahat, yara |
İRKİLMEK |
Sıçramak |
İŞKEFE |
Yufka |
İŞLİK |
Gömlek, mintan |
İTBURNU |
Kuşburnu da deline yabani gül |
KABALA |
Toptan, tartısız, götürü, hepsini birden |
KAPÇUK |
Meyvenin kabuğunun çıkarılmışı, meyve kabuğu |
KATIK |
Ayran |
KAVİL |
Söz, sözleşme |
KEF |
Çorbanın üzerinde tirit |
KELEM |
Lahana |
KELİK |
Eski pabuç, terlik |
KEMÇÜK |
Ufak tefek, çirkin |
KEMRE |
Hayvan gübresi |
KENEF |
Tuvalet |
KES |
Hayvanın yemediği samanın iri kısmı |
KESMÜK |
Artık, yiyeceğin arta kalan kısmı |
KESÜ KESMEK |
Pazarlık ederek, şart koşarak anlaşmak |
KEŞİK |
Sıra |
KIRAN GİRMEK |
Öldüren hastalık |
KIRINTI |
Kuru yemiş |
KISKILAMAK |
Tahrik etmek |
KİRİNCİMEK |
Erinmek, üşenmek |
KİRPİTCİ |
Cimri, eli sıkı |
KİSELEMEK |
Kuşları, tavukları uzaklaştırmak, kovmak |
KOCABAŞ |
Seker pancarı |
KOSKOS |
Kızarak uzaklaşmak |
KÖLÜK |
Kuyruğu uzun ve kalın koyun |
KÖMÜŞ |
Manda |
KÖSÜRE |
Kesici araçları bilemeye yarayan bileği taşı |
KÖSE |
Köy evlerinde banyo |
KÖTEK |
Değnek, sopa |
KÖZ TAVASI |
Sobadan köz almaya yarayan alet |
KULUNÇ |
İki omuz arası, sırt |
KÜSKÜ |
Ağaçtan yapılmış büyük ve kalın sopa |
KÜT |
Kötürüm, sakat |
LOĞLAMAK |
Çiğnemek, pires etmek |
LÖS LÖS GELMEK |
İğreti isteksiz, ağır ağır gelmek |
MADA |
İştah |
MAFİR |
Defa, kere, kez |
MAĞSUZ |
Kasıtlı, inadına |
MAHANA |
Bahane |
MAKAT |
Sedir |
MAPİS |
Hapis |
MASUSLAMAK |
Uykusu gelmek |
MAYALU |
Mayalanmış saç yağlısı |
MEĞEL |
Çapa aleti |
MEHEL |
Uygun, layık, münasip |
MEHLEP |
Yörede bulunan bir ağaç türü |
MESİMEMEK |
Önemsememek |
MEYMENETSİZ |
Merhametsiz, acımasız |
MIK |
Çivi |
MIKIR |
Cimri |
MIKLAMA |
Yöreye has bir yemek çeşidi |
MIRIK |
Yağma, talan |
MISMIL |
Temiz, düzgün |
MİTİL |
Yorganın içyüzü |
MODURDAMAK |
Kendi kendine söylenmek |
MUCUR |
Sekiz kilo alabilen bir tahıl ölçeği |
MUDARA |
Mihnet |
MUDUL |
Hayvanları yürütmek için değneğin ucuna takılan çivi |
MUNDAR |
Pis |
MUZU |
Engel, bir işte hep engel çıkaran |
NAMAZ LAĞU |
Üstünde namaz kılınan post, kilim gibi seccade |
NAŞABA |
Kulplu tas |
NEVALE |
Yiyecek |
ÖĞÜNDERE |
Ucu çivili uzun sopa |
ÖĞÜRSEK |
Dişi hayvanın çiftleşme isteği |
ÖSEVÜ |
Ucuna bez bağlanmış fırın süpürgesi |
ÖZEMEK |
Yoğurt, pekmez gibi şeyleri suyla karıştırarak sulandırmak |
OKUNTU |
Davetiye |
ONMAK |
Rahata kavuşmak |
OSANMAK |
Bıkmak, usanmak |
ÖNCEK |
Kadınların belden aşağı önlerine bağladıkları önlük |
ÖNMEK |
Gözetlemek, takip etmek |
ÖRÜK |
Hayvanları bağlamak için ipin ucunda yere çakılan demir kazık |
PAĞAÇ |
Yağlı fırın çöreği, içi katıklı pide |
PAHLA |
Bakla |
PALAZLANMAK |
Bir hayvanın besili hale gelmesi |
PAPAK |
Bere, fes |
PARPULAMAK |
Hırpalamak, azarlamak |
PARTAL |
Yalan, abartma, palavra |
PAYINSAMAK |
Küçük görmek, az görmek |
PEKNİ |
Ahırda yem yeri, hayvanların yem yediği yer |
PELVER |
Salça |
PEŞKİR |
Havlu |
PIRTI |
Kumaş, Bez basma, her çeşit dokuma manifatura eşyası |
PİNTİ |
Cimri, nakıs |
POSTAL |
Ayakkabı |
POŞU |
Atkı, boyun bağı |
PÖÇÜK |
Kuyruk kemiği |
PÖHREK |
Toprak büz |
PÖTLEK |
Dışarıya çıkık |
RAHMET |
Yağmur |
SA |
Sağ, hayatta olan |
SABİ |
Sübyan, Bebek |
SAÇU |
Düğün hediyesi |
SAĞDUC |
Sağdıç, damadın en yakın arkadaşı |
SAĞAN |
Tabak |
SAĞIN |
Sağılır hayvan |
SAK |
Uykusu hafif |
SAKU |
Ceket |
SALIM |
Nezle, grip, soğuk algınlığı |
SAP |
Biçilmiş ekin |
SAPALAMAK |
Ne yapacağını, bilememek, şaşırmak |
SARSUK |
Densiz, patavatsız |
SASUK |
Acı, acımtırak |
SAYA |
Üstü açık koyun, keçi barınağı |
SEF |
Yanlış, hatalı |
SEĞİRTMEK |
Koşmak |
SEKÜ |
Yüksekçe bir yer, basamak |
SEME |
Uyuşuk, semelenmiş |
SEPELEMEK |
Azar azar dağıtmak, serpmek |
SEPKEN |
Karla karışık yağan yağmur |
SINAMAK |
Denemek, imtihan etmek, tecrübe etmek |
SIRACALU |
Hastalıklı |
SIRNASUK |
Yüzsüz, sululuk yapan |
SIVIŞMAK |
Kaçmak |
SIYITTIRMAK |
Belli belirsiz değerek kaçmak |
SİFTAH |
İlk Başlangıç |
SİĞİL |
Genellikle el parmaklarında çıkar bir şişkinlik |
SİNMEK |
Saklanmak, pusuya girmek |
SİTİL |
Fide sulamada kullanılan içine su doldurulan ucu delikli kap |
SİVTİNMEK |
Omuzları ileri geri oynatarak kaşınmak |
SOKRANMAK |
Söylenmek, kızmak |
SOKU |
İçi oyulmuş, büyük taş dibek |
SOMAK |
Tanesi alınmış mısır koçanı |
SOMURTMAK |
Surat asmak, kızgınlığını belirtmek |
SORUTMAK |
Ayakta durmak |
SOYKA |
Kötü, yaramaz, hayırsız |
SÖNGE |
Fırın süpürmeye mahsus ucunda ıslak bez bulunan uzun sopa |
SÖVELMEK |
Uyuşuk halde ayakta durmak |
SULU SEPKEN |
Karla karışık yağan yağmur |
SÜKSÜN |
Ense |
SÜLÜK |
Salyangoz |
SÜMSÜK |
Pisboğaz, arsız |
SÜNDÜRMEK |
Çekip uzatmak |
SÜNEPE |
Aciz, beceriksiz |
SÜNMEK |
Çekilerek uzanmak, köpeğin sünmesi |
SADİ |
Çirkin, aylak, umursuz |
ŞALAK |
Olmamış kavun |
ŞALLAK |
Çıplak, yoksul |
ŞAYALANDIRMAK |
Bir olayı yaymak, her yerde konuşmak, abartmak |
ŞELVE |
Işığın aksetmesi, küçük ışık görüntüsü |
ŞİKÜRSÜZ |
Suratsız, çirkin, hoyrat |
ŞİNAVAT |
Üzüm şırası çıkarmada kullanılan uzun ağaçtan yapılmış alet |
ŞİP |
Çabuk hızlı |
ŞİŞEK |
Bir yaşına girmiş dişi koyun |
ŞİŞMEK |
Kibirlenmek, gururlanmak |
TAFRA |
Kaba hareket, çalım, tavır |
TAPA |
Su deliği tıkacı |
TAVATUR |
Şahane, fevkalade, iyi |
TAKDAMBUL |
Tahterevalli |
TEBELLEŞ OLMA |
Devamlı musallat olmak |
TEHNE |
Kalabalık olmayan, ıssız, tenha yer, |
TEKÜCEK |
Çapa aleti |
TELİS |
Keten ya da kendirden seyrek dokunmuş çuval |
TELTÜK |
Sakar, beceriksiz, dolaşık |
TEREK |
Raf |
TERKİ |
Eğerin arka kısmı |
TERPUŞLU |
Kenarları kırtışlı yayvan tabak |
TERPÜZ |
Sürülmüş ama ekilmemiş tarlanın sulanması |
TEVİR |
Defa, kere, hile al |
TEYİN |
Sincap |
TEZİKMEK |
Çaktırmadan kaçmak, uzaklaşmak |
TIMAN |
Beli ve paçaları lastikli kadın giysisi |
TIS |
İdare lambası |
TISKA |
Soluk benizli, kansız, zayıf |
TİKAN |
Dükkân |
TİRENTEZ |
Temiz, titiz, işine bağlı |
TOKAÇ |
Çamaşır yıkamada kullanılan ağaçtan yapılmış saplı sopa |
TOKLU |
Bir yaşında erkek koyun |
TOTİK |
Çam kozalağından yapılarak oynanan bir çocuk oyunu |
TOSBAĞA |
Kaplumbağa |
TÖKEZİMEK |
Ayağı engele takılarak sendelemek, düşer gibi olmak |
TÖMEK |
Ahırlarda hayvan gübresi atmaya yarayan ahır penceresi |
TÖYFE |
Tuhaf, acayip |
TÜNEK |
Tavukların kümesi |
TÜYMEK |
Gizlice kaçmak |
UÇKUR |
Bezden yapılmış don bağı |
ULAMAK |
İlave etmek |
UYLAŞMAK |
Uzlaşmak, anlaşmak |
URBA |
Elbise, giyecek |
US-MAK |
Tahmin etmek |
UZ |
Becerikli, başarılı |
ÜTMEK |
Oyunda kazanmak |
ÜTÜLMEK |
Kaybetmek, yenilmek |
VAGAL VAĞAL |
Suyun sesli akışı |
VARA-VARTLAK |
Bağırarak konuşan, kaba konuşuklu |
VINLAMAK |
Dönerek ses çıkarmak |
YAGNI AĞRIMAK |
Omuzu ağrımak |
YAĞIRNI |
Sırt |
YALAK |
Hayvanların su içtiği kap |
YALANTU |
Ekmek pişirirken fırına atılan odun |
YANTİRİ |
Eğri büğrü yürüyen, çaparaz |
YANBİÇ |
Eğri, çarpık sakat insan |
YARDUMA |
Arpa ve buğdayın karıştırılarak değirmende öğütülmüş hali |
YARMA |
İri yarılmış ağaç, odun |
YASMAK |
Kadınların çember ile yüzlerinin belli bir kısmını kapatmaları |
YAYKAMAK |
Sade suyla temizlemek, durulamak |
YAZU |
Arazi, tarla |
YEFEK |
Hafif |
YEĞİN |
Çabuk iyi, fazla, şiddetli zorlu |
YEL |
Ağrı, sızı, romatizma |
YELLEMEK |
Kışkırtmak, tahrik etmek |
YENİ YETME |
Genç delikanlı |
YETMEK |
Yetişmek, ulaşmak, büyümek |
YEYGÜ |
Hayvan yiyeceği |
YILDIR YILDIR ETMEK |
Parıl parıl parlamak |
YILIŞMAK |
Oynaşmak, cıvımak |
YOĞURT ÇALMAK |
Yoğurt mayalamak |
YOSA |
Yoksa |
YOZ |
Kısır, süt vermeyen koyun, inek |
YUNNAK |
Hamam, yıkanma yeri |
YUNMAK |
Yıkanmak |
YÜĞÜRT |
Koş, Çabuk |
YÜKLÜ |
Hamile |
YÜKLÜK |
Odalarda yatak, yorgan konulan yer |
YÜZ GÖRÜMLÜĞÜ |
Hediye |
ZAĞAR |
Başıboş, avare |
ZARPADAK |
Aniden, ansızın |
ZARTALAK |
İri, patavatsız, kaba |
ZATİ |
Zaten |
ZAVRAK |
Salatalık |
ZEFİL |
Aç, perişan |
ZEKLENMEK |
Taklit etmek |
ZELVE |
Öküzün boyunduruktan çıkmaması için boynuna geçirilen değnek |
ZERE |
Zira hele, sebebi anlaşıldı |
ZERZEVAT |
Sebze, meyve gibi yiyecekler |
ZERZE |
Kapı sürgüsü |
ZEVZEK |
Boşboğaz, geveze |
ZAVZU |
Sebze bahçesi |
ZIBARMAK |
Hayvanların ölmüş hali, leş |
ZIBIN |
Gömlek, üstlük |
ZİLDİR |
Bom boş, eli boş, mali durumu iyi olmayan |
ZIMZIK |
Yumruk |
ZIRTABOZ |
Laf söz dinlemez, yarı zorba |
ZİRZOP |
İri yarı, kaba kırıcı kimse |
ZIRLAMA |
Ağlayıp durma |
Zl RANTA |
Büyükçe, kaba saba biçimsiz |
ZİBİL |
Bol |
ZONGUR |
İri, kaba |
ZOVAL |
Kızılcık |
|